8 Şubat 2012 Çarşamba

Cild çatlakları, Kepek Sorununa kesin çözüm, saç bakımı, romatizma,


Bitkisel ve Alkolsüz kozmetik ürünlerini nerelerde kullanılır?

Cilt Çatlakları

Cilt Çatlakları ve kozmetik sorunlar.
Malesef cildimiz hamilelik, kilo alma, çok hızlı kilo verme gibi hızlı bir değişime maruz kaldıysa tekrar eski haline dönemeyecek, onun yerine ürkütücü çatlaklar veya çizgiler oluşacaktır. Çatlaklar başlangıçta genellikle kızıl veya mor renklerde olur, daha sonra parlak cilt gri veya beyaz çizgili hale gelir.
Çatlaklar dermis denilen derinin elastik orta katmanında oluşur ve onların şekillerini alır. Ancak, sürekli gerilen ve esneyen dermis çatlayarak ilerler.
Erkek ve kadınların vücutlarının karın bölgesi, kalça, göğüs, üst kol, bel gibi çeşitli bölgelerinde çatlaklara rastlanır.

Çatlakları Engellemek İçin Ne Yapabilirim?
Çatlaklarla başa çıkmanın çok çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Eğer istenmeyen çatlaklarla başa çıkmak konusunda ciddiyseniz, ilk olarak size en iyi yöntemi önerebilecek bir cerraha veya cilt hastalıkları uzmanına başvurmanızdır. Doktorunuz kullandığınız ilaçlar da dahil olmak üzere detaylı tıbbi geçmişinizi çıkartacaktır. Bazı ilaçlar çatlaklara sebep olabilir ve bu sebeple doktorunuza karşı açık ve dürüst olmanız çok önemlidir. Hormonlar ve steroidler bunlara dahildir.
Cerrahi Yöntemler
Dermabrazyon veya kimyasal peeling işlemi istenmeyen çatlaklara karşı kullanılabilir ayrıca lazer cerrahide yeni yöntemler de mevcuttur. Hangi tedavi yönteminde olursa olsun, yaşınız, teninizin rengi ve hatta beslenme alışkanlığınız başarı seviyesini doğrudan etkiler. Şunun farkında olmamız gereklidir ki kozmetik bir işlem olmasından ötürü çatlak tedavisi sigortanız tarafından muhtemelen (çatlaklar her ne kadar belirgin olursa olsun) karşılanmayacaktır.
Losyon ve Kremler
Çatlak için kullanılan onlarca reçetesiz tedavi yöntemi mevcuttur. Eğer hamile bir bayansanız ve çatlaklar sizi endişelendiriyorsa, hekiminize karnınız büyümeden önleyici tedaviye başlamak istediğinizi bildiriniz. Genellikle doktorunuz size krem tavsiye edecektir.
Beslenme ve Egzersiz
Sağlıklı bir cilde sahip olun! Anneniz size her zaman çokca su içmenizi söylemiştir. Belki de su içmenin çatlakları önlemeye yardımcı olduğunu da biliyordu! Düzenli su tüketimi teninizi yumuşak ve esnek tutarken çatlak oluşumunu engeller. Kafein çatlak riskini artırır. Eğer kafeinli kahve veya çaylardan vazgeçemiyorsanız sıvıları dengelediğinize emin olun. En az aldığınız kafeinli içecekler kadar veya daha fazla su için. Çinko bakımından zengin besinler (fındık, balık), havuç, narenciye meyveleri ve süt gibi A ve C vitaminini çokca ihtiva eden besinler, yumurta gibi bol protein içeren besinler tüketilmelidir.

Kepeği Anlamanın Temel Yolları:
Kepek Nedir?

Kepek, sık sık omuzunuzdan silktiğiniz şu küçük kuru beyaz deri pullarıdır, her ne kadar sağlık riski oluşturmasa da utandırıcı ve baş belası bir kaşınmanın kaynağı olabilir. Sorun saçınızı ne sıklıkla yıkadığınızla alakalı değildir. Fakat düzensiz şampuanlama kepeğin yoğunluğunu ağırlaştırabilir. Aslında kepek basitçe, kişiden kişiye farklılık gösteren her zaman karşılaşılabilecek doğal bir deri dökme durumudur. Farklı olan şudur ki kimimiz diğerlerinden daha fazla deri dökeriz.


Çok hızlı gelişen ve ölen cilt hücreleri kepeğe sebebiyet verir fakat doktorlar bunun neden olduğuna bir açıklama getirememektedir. Muhtemel sebeplerinden biri Pityrosporum ovale adındaki yağ yiyen bir mantar olup bir çoğumuzda bulunur fakat kepeğe maruz kalan insanlarda daha fazladır. Bazı durumlarda sayıları çok hızlı artar ve saç derisinin ürettiği yağ ile beslenirler. Bu deri dökme rahatsızlığının artışına sebebiyet verebilir.
Bu mantarın bolluğu kimilerinde düzensiz şampuanlama, kimisinde hormonal dalgalanmalar veya parkinson gibi belirli nörolojik bozukluklar sonucu oluşabilir. Zayıf bağışıklık sistemi, stres hatta soğuk kuru kış gibi kepeği bir hayli tetikleyen mevsim değişikliği bile sebepler arasında olabilirler.

Eğer kepek pulları yağlı ve sarı ise muhtemel sebebi seboreik dermatit olarak bilinen deri sorunudur. Cilt hastalıkları uzmanları seborenin genellikle kızıllıkla bile alakalı olduğunu söylerler. Kuru, büyük ve grimsi kalın lezyonlar saç derisindeki az rastlanan sedef hastalığından kaynaklanabilir. Deride dökülmeye sebep olan noktaları kaşırsanız pul pul dökülür ve sizi temel olarak Staph. ve Strep. bakterilerinin sebep olduğu daha ciddi enfeksiyonlara sürükleyebilir.



Saçınıza Zarar Veren 8 Durum
Perma, röfle, postiş: Güzellik arayışımız için saçımızı feda mı ediyoruz? Çok fazla stilize etme bizi buklelerimizden edebilir.
Yazan: Heather Hatfield
Kristin LaVerghetta (23), uğrunda ölünecek saçlara sahip. Parlak, sağlıklı, olması gereken sıklıkta ve daha da ilginci Kristin saçlarını tamamıyla zahmetsizce hazırlayabiliyor.
Konu mükemmel saçlara sahip olmaksa O'nun, iyi genlere sahip olmanın dışında, sırrı nedir? ''Saçlarımı hiç boyamadım, boyamam. Saçlarımı her gün yıkarım ve saç kurutma makinesi ile kuruturum, bazen güçlendirici kullanırım, tüm bunlar benim saçıma çok iyi geliyor.'' diyor Bayan LaVerghetta.
Saçlarını kurutma makinesinin zararlarından korumak için öncelikle saç koruyucu ürünler kullanıyor. Saçları konusundaki başarının sırrı: Ne kadar az o kadar iyi.
Çoğumuz saçlarımıza karşı bu kadar hassas değiliz. Postişten gölgelendirmeye, kimyasal permalardan kimyasal güçlendiricilere, saç kurutma makinelerine, örgülere ve ağartmaya kadar saçımıza olan tutumumuz tamamıyla sağlıklı veya sağlıksız görünüşüne doğrudan etki eder.
Güzel olmak uğruna tahrip edici şekil verme alışkanlıklarımız lokal kelliğe, yeterince parlak olmayan saçlara veya saç dökülmelerine sebep olur.
Bu yazıda saç uzmanları saçlarımızın anatomisini, aşırı şekil vermenin yaratabileceği zararları ve saçlarımızın göz alıcı görünüşünü nasıl koruyacağımızı açıklıyorlar.
Saçın Anatomisi
Permanente Medical Group çalışanı Dermatolog Dr. Paradi Mirmirani ''Saçımız liflidir, daha çok yün gibi'' diyor. ''İç kısımda birbirine sıkıca bağlı ve dışarıda bir üst deri tarafından korunur.''
Her saçın 3 katmanı vardır. İç lifler medulayı oluşturur, korteks medulayı sarar ve epiderm en dış katman olup iç kısımlardaki daha hassas olan bileşenleri korur.
Her saç kökü yaklaşık olarak ayda 6,5 mm uzar ve ortalama altı yıl boyunca uzamaya devam eder. Daha sonra saçın doğası gereği dökülür ve yeni saç tellerine yer açar.
Saçınızın ne kadar uzun olduğu onun uzama evresinin ne kadar sürdüğüyle alakalıdır. Eğer altı yerine sadece 2 yıl ise saçınızın en uzun hali doğal olarak nispeten kısa olacaktır. Aynı koşullar saçın kalınlığı için de geçerlidir. Kalın saç, kalın saç kökünden gelir, küçük, dar saç kökleri daha ince saç telleri doğuracaktır.
Daha kötüsü eğer saç kökleri yeni çıkacak saç tellerini küçük ebatlarda tutarsa veya işlevini yitirir yani hiç çıkmazsa hem erkek hem de kadın için bu döngünün sonucu maalesef kellik olacaktır.
Saçın ömrü, her ne kadar birçok etmene dayansa da, şekil verme bunlardan biridir: Ne kadar çok şekil verir, stilize ederseniz saçınızın doğal yapısını o kadar bozmuş olursunuz ve saçınızın yoğunluğu ve miktarı genlere dayansa da, dokusu ve iriliği her zaman saçınızın sağlığı ile ilgilidir.


''Eğer saçın üst derisi aşırı şekil vermeye bağlı olarak zarar görürse, iç kısımdaki çekirdek yapı zarar görür, kuruluğa ve matlığa sebep olur.'' diyor Dr. Mirmirani. Temel olarak güzellik uğraşınız geri tepmiş olur.
Saçımızı dilediğimizce perma yapar ve boyarsak saçımıza zarar mı vermiş oluyoruz? İşte size saçımıza zarar veren sekiz güzellik alışkanlığımız:
1. Ağartma: ''Ağartma saçınızın üst derisini, epidermi kimyasal maddelere maruz bırakır ve saçınızın doğal rengini yitirmesine sebep olur. Saçınızın yapısını değiştirmiş ve zarar görmeye daha müsait bir hale getirmiş olursunuz.'' diyor Dr. Mirmirani.
Saçınızı ağarttığınızda onun gücünü azaltmış oluyorsunuz. Eğer bir de saç kurutma makinesini ve aşırı şekil vermeyi ağartmaya eklersek saçınıza ciddi anlamda zarar vermiş, donuk bir görünüşe ve kellik başlangıcına sebebiyet vermiş olursunuz.
2. Perma: ''Perma; kimyevi güçlendirme veya buklelendirmedir. Saçınızın iç bağlarını kırarak onlara yeniden şekil vermenin değişik bir yöntemidir.''
Ağartma gibi perma da saçınızı zayıflatır, donuklaştırır bu sebeple havalı bukleler veya parlak düz saçlar yerine saçınız kuru ve kırılgan olacaktır.
3. Gölgelendirme ve Boyama: Gölge ve yarı perma boyaları saçınızı ağartma kadar hasara maruz bırakmaz fakat bu işlemler de saçın iç yapısının bozulmasına, kuru bir görünüm kazanmasına ve parlaklığını yitirmesine neden olmaktadır. Özellikle sık sık dip boya yapıyorsanız.
4. Düzleştirme ve Saç Kurutma Makinesi: ''Isı saçı bir arada tutan hidrojen bağlarının geçici değişime uğramasına ve mat görünmesine sebep olur.''  Zaman zaman yapılan geçici değişiklikler daha kalıcı ciddi zararlara sebep olabilir özellikle de saçınızı gün aşırı bir şekilde düzleştiriyor veya kurutma makinesi aracılığıyla kurutuyorsanız.
 5. At Kuyruğu ve Örgü: ''At kuyruğu ve saç örgüsü saçımızın kırılmasına sebep olur, özellikle sıkı bir şekilde örüyorsanız. Eğer her gün bu işlemlere maruz bırakırsanız kalıcı hasarlar meydana gelebilir.''
6. Fazla Tarama: Saçınızı günlük yüz kez taramanın saçınızı daha parlak göstereceğini mi düşünüyorsunuz? Öyleyse bir kez daha düşünün!
''Aşırı tarama kelliğe ve saçınızda kırıklara sebep olur, aşırı tarama saçınızın üstesinden gelebileceğinden daha fazla sürtünmeye maruz bırakmaktan başka bir şey değildir.''
Ucuz tarakların da bir faydası yoktur. Kırıklara ve kurtulması zor düğümlere sebep olacak ve saçın kırılması ve lokal kellikle sonuçlanacaktır.
7. Şampuanla Aşırı Yıkama: ''Saçımızı sampuanlamanın amacı saç derisini temizleme ve saçınızdaki yağ birikiminden kurtulmaktır.''
Fakat aşırı yıkama saçınızın sağlıklı görünmesini, kurumasını sağlayan doğal nemini de alıp götürebilir. Her ne kadar şampuanları saçınız için faydalı hale getirmeye yönelik kayda değer sayıda araştırma yapılmış olsa da her şeyin fazlası zarardır.
''Saçınızı yıkarken ne kadar az şiddet uygularsanız epiderme o kadar az zarar vermiş olursunuz. Ayrıca saçınızı yıkama konusunda sizin için en uygun olan sıklığı keşfedin; haftada birkaç gün veya her gün?''
Aşırı yıkadığınızı nasıl anlayabilirsiniz?
''Kuru saçlara sahip olmamak için haftada bir kez yıkayan Afro-Amerikan hastalarım var. Saçınız donuk görünmeye başladığı zaman şampuanlamayı azaltmanızın zamanı gelmiştir.''
8. Ekler (Postiş, Kaynak) ve Dokumalar: Ekler ve dokumalar tıpkı at kuyruğu ve örgüler gibidir. Zamanla kırıklara ve kolay kırılır saçlara sebep olurlar. Farkı ise verdiği zararın daha çok saç köklerine olacak olmasıdır.
''Eğer kafa derinizde bir rahatsızlık veya ağrı varsa bunun sebebi saç köklerinize uyguladığınız baskıdır.'' diyor Dr. Mirmirani.

İltihaplı Romatizma Hakkında Bilinmesi Gereken Kısa ve Faydalı Bilgiler

Romatoid_artrit
Romatizma (RA) Nedir?
Romatizma, otoimmun bir rahatsızlık olup eklemlerde yangıya (enflamasyon) neden olur.
Vücut dokuları hatalı bir şekilde kendi bağışıklık sistemi tarafından saldırıya uğrar. Romatizma aynı zamanda deri, gözler, akciğerler, kalp, kan ve sinirleri de etkileyebilir.
Romatizma kronik bir rahatsızlık olup zaman zaman belirtilerin görülmediği periyotlar olmasına rağmen süre geçtikçe kötüleşebilir ve bir daha geriye gitmez.
Erken ve agresif tedavi planı hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve durdurmak için anahtar rol üstlenir.

RomAtizma’nın Belirtileri
Romatizma’nın Belirtileri
Diğer artritlere benzer şekilde Romatizma’nın neden olduğu eklem yangısı ağrı, yangı ve şişliğe neden olur.
Ancak diğer artrit türlerinin aksine, enflamasyon genelde simetriktir yani vücudun her iki tarafında (bilek, diz veya eller gibi) aynı anda görülür.
Özellikle sabah ya da hareketsiz geçen zamanlardan sonra sürekli yorgunluk, düşük dereceli ateş ve eklem sertliği Romatizma’nın diğer belirtileridir.
Belirtileri genellikle yıllar içinde yavaş yavaş gelişir ama bazı insanlarda daha hızlı da olabilir.

Kimler Romatizma’ya Yakalanabilir
Kimler Romatizma’ya Yakalanabilir?
ABD nüfusunun yaklaşık %1'ini etkileyen Romatizma genellikle, yaşları 30-50 arasında olan insanlarda görülür ama daha genç ve daha yaşlılar da etkilenebilir.
RA kadınlarda erkeklere göre 2-3 kat daha sık görülür. Diğer risk faktörleri ise sigara kullanımı ve aile geçmişidir.

Romatizma’nın Nedenleri
Romatizma’nın Nedenleri
Lenfositler gibi bağışıklık hücreleri, normalde vücudu yabancı işgalcilere karşı korur. Bunların neden sağlıklı eklem ve dokuları hedef aldığı bilinmiyor ancak araştırmacılar, genetik ve çevresel faktörlerin rol oynayabileceğine inanıyor.
Belli bir bakteri veya virüs enfeksiyonu geçirilmesi durumunda, bazı kişilerde hastalığın ilerlemesinde genetik bir yatkınlık olabilir. Ancak bugüne kadar belli bir enfeksiyon tespit edilmiştir.

Romatizma Eklemleri Etkiler
Romatizma Eklemleri Etkiler
Eklem zarı (sinoviya denir) iltihabı eklem deformitesine neden olarak kıkırdak ve kemiği tahrip eder. Durum ilerledikçe, eklemlerde belirgin ağrı ve fonksiyon kaybı gelişebilir.

Romatizma Vücudu da Etkiler
Romatizma Vücudu da Etkiler
Romatizma sistemik bir hastalık olduğundan, eklemler dışında, vücudun diğer bölge ve organlarını da etkileyebilir, bunlar arasında:
Romatoid nodül: Deri altında ve iç organlardaki belirgin topaklar.
Sjögren sendromu: Göz ve ağız bezlerinin iltihaplanması ve zarar görmesi; vücudun diğer kısımları da etkilenebilir.

Plörit: Akciğer zarının iltihaplanması
Perikardit: Kalbi çevreleyen zarın iltihaplanması
Anemi: Kırmızı kan hücrelerinin azalması
Felty sendromu: Genişleyen dalağa bağlı olarak beyaz kan hücrelerinin azalması
Vaskülit: Dokulara kan akışını bozabilen damar iltihabı

Gençlerde Romatizma
Gençlerde Romatizma
Gençleri etkileyen Romatizma, etkilenen eklem sayısına göre sınıflandırılır:
Oligo veya pauci artiküler: Etkilenen dört veya daha az eklem,
Poliartiküler: Etkilenen beş veya daha fazla eklem veya
Sistemik: Diğer organlar da etkilenir.

Romatizma ve Gebelik
Romatizma ve Gebelik
Romatizma, hamilelik esnasında, şaşırtıcı şekilde, kadınların %80’ine kadar gelişir, ancak doğumdan sonra hastalık alevlenebilir.
Bunun nasıl ve neden oluğu hala bir bilinmezdir.
Gebe kalmaya çalışıyorsanız, hangi Romatizma ilaçlarının güvenli olduğunu doktorunuza sorun. İlaç ayarlamaları, hamilelik öncesi ve gebelik sırasında gerekli olabilir.

Romatizma’nın Teşhisi Semptomların Değerlendirilmesi
Romatizma’nın Teşhisi: Semptomların Değerlendirilmesi
Erken evrelerinde, belirtileri ortaya çıkıp kaybolduğu için Romatizma tanısı zordur. Bu belirti ve bulguların görülmesi durumunda doktorunuz başka testler isteyebilir:
Sabah eklem sertliği,
Eklemlerde şişme / üç veya daha fazla eklem çevresinde aynı anda görülen sıvı,
Bilek, el veya parmak eklemlerinde şişme,
Etkilenen simetrik eklemler,
Deri altındaki belirgin topaklar (romatoid nodül)

Romatizma’nın Teşhisi Kan Testleri
Romatizma’nın Teşhisi: Kan Testleri
Romatizma şüphesi varsa, doktorunuz vücuttaki iltihap işaretlerini kontrol etmek için kan testleri isteyebilir.
Romatoid faktör (RF) ve anti-siklik sitrülinize peptid (anti-CCP) gibi genel testler Romatizma için çoğu zaman istenilir.

Romatizma’nın Teşhisi Görüntüleme
Romatizma’nın Teşhisi: Görüntüleme
Röntgen Romatizma tanısında, hastalık ilerledikçe, daha sonra karşılaştırma yapabilmek için temel bir sağlama açısından faydalıdır.
MRI veya ultrason da eklem hasarı ve iltihabını tespit etmede faydalıdır.

Romatizma’nın Tedavisi
Romatizma’nın Tedavisi
Romatizma’nın bilinen bir tedavisi yoktur.
Tedavide amaç, eklem iltihabı ve ağrısını azaltmak, eklem yıkımını önlemek ve eklem fonksiyonunu en üst düzeye çıkarmaktır.
Agresif tedaviye mümkün olduğunca erken başlanmalıdır. Tedavi, ilaç ve eklemleri destekleyen kasları güçlendirme egzersizleri  kombinasyonunu içerir.
Tedavi ameliyat da içerebilir. Tedavi, yaş, etkilenmiş eklemler ve hastalığın aşaması dikkate alınarak kişiye göre hazırlanır.

Romatizma’nın İlaçla Tedavisi
Romatizma’nın İlaçla Tedavisi
Romatizma tedavisinde kullanılan ilaçlar şunlardır:
Biyolojik içerikli hastalık şekillendirici antiromatizmal ilaçlar (DMARD'lar),steroid olmayan anti-enflamatuvar ilaçlar (NSAID), steroidler ve analjezikler (ağrı kesici ilaçlar).
Hastalığın yavaş ilerlemesinde DMARD ve tedavisinde genellikle NSAID ve steroidler kullanılırlar.


Operasyon Bir Seçenek Midir?
Önemli bir eklem hasarı ortaya çıktıktan sonra ya da ağrı veya sakatlık dayanılmaz hale geldiğinde, bazı hastalarda fonksiyonu geliştirmek ve ağrılardan kurtulmak için cerrahi operasyon tercih edilebilir.
Romatizma hastaları için en sık uygulanan cerrahi yöntem eklem değişikliğidir: en sık değiştirilenler diz ve kalça eklemleridir.
Artroskopi (görmek ve anormal dokuları düzeltmek için eklem içine tüp benzeri bir alet yerleştirme) ve tendon yapılandırma gibi diğer cerrahi yöntemler de uygulanabilir.

Romatizma İçin Diğer Tedaviler
Romatizma İçin Diğer Tedaviler
Bazı Romatizma hastalarında, şu durumlarda rahatlama olur: nemli ısı, rahatlama kürleri ve akupunktur.
Herhangi tamamlayıcı ya da alternatif tedaviye başlamadan önce doktorunuza danışın.

Romatizma ve Beslenme
Romatizma ve Beslenme
En sağlıklı beslenme düzeni, besinlerin dengeli olanıdır. Tek başına  "artrit diyeti" diye bir şeyin olmamasına rağmen, Romatizma hastalarının bazı besinleri alarak bazılarından da uzak durarak belirtileri hafifletmeye yardımcı olduğu görülebilir.
Doymuş yağ oranı yüksek olan gıdaların (kırmızı et, tereyağı) vücuttaki iltihabı artırdığı görülmüştür. Romatizma olan bazı insanlar için omega-3 yağ asitleri (somon, ceviz vb.) içeren diyetler yararlı bulunmaktadır.
Bazı insanlar, domates, turunçgiller, beyaz patates, biber, kahve ve süt gibi gıdaların Romatizma semptomlarını daha da kuvvetlendirdiğini belirtmektedir.


Egzersizin Önemi
Aksi gibi görünse de, bu sert ve ağrılı eklemleri düzenli olarak hareket ettirmek genel olarak Romatizma ağrılarını azaltabilir.
Ayrıca, bu kemik ve kasların güçlü kalmasına ve eklem sertliğinin azalmasına yardımcı olur.
Düşük etkili aerobik (yüzme, su aerobiği), dayanıklılık antrenmanı ve gerilme gibi egzersizleri yapın.
Ağırlık kaldırma ve koşu gibi eklemlere baskı yapan egzersizlerde dikkatli olun. Bir egzersiz programına başlamadan önce doktorunuzu görün.